Diyabetin beyne ve ruha etkileri göz önüne alındığında; şekerin kontrolsüz şekilde yükselmesi ve düşmesi beyin ve ruh açısından olumsuz etkiye sahiptir. Diyabetin beyne ve ruha etkileri zaman içerisinde ortaya çıkmaya başlar ve hemen görülmez. Diyabet hastalarının düşünmeleri daha güç olur, uyumlu hareketlerde zorlanmaya başlarlar, sersemlik hissi oluşur ve bunama belirtilerinin görülme olasılıkları daha yüksek olur. Depresyon, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları, psikotik bozukluklar gibi çok sayıda rahatsızlık diyabet hastalarında görülür.

Diyabetin beyin ve ruh üzerindeki etkileri aşağıda verilmiştir:
• Kan şekerinin birden yükselip yine birden düşmesi sonucunda konsantrasyon güçlüğü çekilir. Bilişsel işlevler yavaşlamaya başlar. Bu da hafızanın olumsuz etkilenmesine neden olur. Diyabet hastalığı olanların diyabetin neden olduğu hafıza problemini düzeltmek için ise sağlıklı beslenmeye başlamaları gereklidir. Araştırma sonuçlarına göre diyabet hastalarının şeker tüketimlerini azaltmaları ve omega-3 yağ asidi tüketmeleri sonucunda diyabetin hafıza üzerindeki olumsuz etkisini görmüyorlar.
• Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda, beslenme alışkanlıklarının ruh hali üzerinde etkisi olduğu belirlenmiştir. Yüksek düzeyde şeker tüketimi olanlar ve dolayısı ile diyabet hastaları depresyona diğerlerine göre daha fazla eğilimlidir. Diyabet, psikolojik bozukluk tanısı alma ihtimalini %25 arttırır.
• Diyabet hastalarının kan şekerlerinin yükselmesi ile beraber kan damarları zarar görür. Öğrenme, hafıza, motor hızı gibi bilişsel işlevlerde problemler yaşanmaya başlar. Demans ve Alzheimer gibi rahatsızlıkların görülme ihtimalini artırır.

Diyabet Neden Depresyon Riskini Artırır?

Diyabetin depresyona neden olması, şekerin serotonin hormonu üretimini azaltmasından kaynaklanır. Aşırı şeker yüklemesi bağırsak fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Mutluluk hormonu olan serotonin hormonunun büyük çoğunluğu ise bağırsaklardan salgılanır. Dolayısı ile şeker tüketimi arttıkça serotonin hormonunun salgılanma düzeyi de azalır. Beynin serotonin üretme ve kullanma yeteneği de olumsuz etkilenir. Yüksek düzeyde şeker içeren besinleri tüketenlerin vücutları tüketilen şekeri sindirmek için B vitaminlerini kullanır ve serotonin üretiminde kullanılacak olan yeterli düzeyde B vitamini kalmaz. Diyabetin serotonin üzerindeki etkileri dolayısı ile diyabet hastası olan birey zaman içerisinde daha depresif bir ruh hali içerisine girer.
Diyabetin beyne ve ruha etkilerine bakıldığında; diyabet depresyona ek olarak anksiyete problemi yaşanmasına da neden olur. Yüksek düzeyde şeker tüketimi beyin kaynaklı nöropatik faktör olarak isimlendirilen bir proteinin miktarının düşmesine neden olur. Bu proteinin azalması ile beraber endişe, panik ve stres reaksiyonları da üst seviyeye çıkar.

Diyabetin Yarattığı Kaygılar Nelerdir?

Diyabet hastalarının temel kaygı alanları hastalıklarının şiddetlerine ve çevresel faktörlere göre farklılık gösterir. Ancak depresif belirtiler göstermeye başladıklarında kaygılandıkları konular aşağıdaki gibidir:

• Birey kendi kendine yeterliliğini ve bağımsızlığını kaybedeceği endişesi yaşamaya başlar.
• Vücudunun işlevini ve kendisinin de bedeni üzerindeki denetimini kaybedeceğinden kaygılanmaya başlar.
• Vücudundaki organ ve bölümlerin zedeleneceği endişesini taşır.
• Çevresindekilerin ilgi ve desteklerinin zaman içerisinde biteceği kaygısını taşır.
• Cinsel yeterliliğinin kaybolacağını düşünmeye başlar.
• Suçluluk, cezalandırma ve endişe tepkileri verir.

Diyabetin Alzheimer ile Olan Bağlantısı Nedir?

Diyabet ve Alzheimer ilişkisini, bilim insanlarının Alzheimer’a tip 3 diyabet demesi ortaya koyar. Alzheimer hastalığı; anormal bir proteinin beyinde birikmesi, protein kümeleri oluşturması ve sinirlerin birbirleri ile bağlantı kurma yeteneğini azaltması sonucu oluşur. İnsülin üretimi ile görevli olan pankreas hücrelerinde ise bu proteinler bulunur. Dolayısı ile diyabetin beyne ve ruha etkilerine bakıldığında; diyabete bağlı oluşan damarsal hasarlar, Alzheimer hastalığının ortaya çıkmasına sebep olur.