Gizli şeker halk arasında sıklıkla duyulan bir terimdir. Ancak, hayat hikayenizde şekere dair bir ibare yoksa gizli şeker sizin için sadece duyulan bir terimden ibaret kalacaktır. Aslında komplike bir durum gibi görünse de sanıldığı kadar karışık değildir. Kişinin kan şekeri değerlerinin olması gerekenden yüksek ancak şeker hastası olarak kabul edilebilecek sınırlar içerisinde olmaması durumudur. Bu tarz hastalarda yapılan tahlil sonucunda elde edilen değerler normal aralıkta değildir. Ancak, Tip 2 diyabet teşhisi konacak kadar da yüksek seyretmemektedir. Böyle durumlarda gizli şeker teşhisi konulmaktadır. Gizli şeker hastaları her ne kadar diyabet hastası olarak kabul edilmese de aslında diyabet hastası adayıdır. Bu nedenle de gerekli önlemlerin alınması oldukça mühimdir. Yüksek risk grubunda yer almak can sıkıcı bir durum olabilir. Ancak belirlenen tedbirlerin alınması durumunda herhangi bir sıkıntı yaşanması söz konusu değildir.

Gizli şeker hastalığı tespit edilirken hem açlık durumunda kan şekeri değerleri ne hem de tokluk durumundaki kan şekeri değerlerine bakılarak karşılaştırma yapılır. Bu tarz hastalarda açlık durumunda yapılan kan şekeri testinde değerler normal iken, tokluk durumunda tekrarlanan kan testi değerlerinde referans aralığının dışında değerler görülür. Bu şekilde kendini belli eden gizli şeker hastalığı dengeli beslenme ile kontrol altında tutulabilir. Buradan da anlaşılacağı gibi gizli şeker teşhisi koyabilmek için sadece açlık kan şekerine bakmak yeterli gelmeyecektir. Genellikle sağlıklı sonuç veren bu testler karbonhidratlı, yağlı ve şekerli içeriklere sahip besinlerin tüketilmesinin ardından yapıldığında çok daha güvenilir sonuçlar verecektir.

Gizli Şeker Belirtileri

Gizli şeker teşhisi her ne kadar açlık ve tokluk değerlerine bakılarak değerlendirilecek olsa da hastaları bu aşamaya getiren belirli sebepler vardır. Kişinin kendisinde hissettiği farklılıklar acaba gizli şeker mi sorusunu akıllara getirebilir. Bu farklılıklardan en çok karşımıza çıkan sık acıkma ve hızlı yemek yeme durumudur. Gizli şeker hastalarının diyabete olan yatkınlıklarından dolayı aslında kısmen diyabetik belirtiler verdikleri görülür. Özellikle açlığa tahammülsüzlük ve gerginlik diyabet hastalarında da karşımıza çıkmaktadır. Açlık ve tokluk kan şekeri değerlerinin farklılaşmasından da anlaşılacağı gibi kan şekerindeki dengesizlik tatlı yeme krizleri ile karşımıza çıkabilmektedir. Günlük hayat akışımız içerisinde bu krizleri pek fark edemesek de aslında bize küçük küçük sinyaller veriyor olabilir. Gizli şekerin bizlere göndermiş olduğu sinyaller aslında Hayat koşturmacası içerisinde pek fark edilebilecek ayrıntılar değildir. Çünkü bu belirtiler normal insanların da hayatlarında sık sık karşılaştıkları durumlardır. Ancak, gizli şeker sorunu ile karşı karşıya iseniz bu belirtilerin vücudunuzda yaşattığı hissiyat normal hayattakinden farklı olmaktadır kesinlikle. Yani hasta bunu kesinlikle fark edebilmektedir. Örneğin yemekten sonra uyku bastırması halsizlik ve bitkinlik gibi durumlar herkesin başına gelebilecek ayrıntılardır. Ancak, bu durum gizli şekerden kaynaklanıyor ise mutlaka kendinizi biraz daha farklı hissedeceksiniz. Bunun kararsızlığını yaşıyor iseniz, kendinizden emin olamıyorsanız mutlaka bir doktorla görüşmenizde fayda vardır. Gizli şekerin en kesin belirtilerinden biri de bu halsizlik ve uyku halidir. Öğünlerin arkasından ani bir şekilde yorgunluk hissedilir ve uyku haline geçilir.

Gizli Şekerin Bedensel Belirtileri

Gizli şekerin bir de gözle görülür belirtileri bulunmaktadır. Özellikle baş, boyun ve ense kısımlarında belirgin derecede terlemeler ve olaylar karşısında ani öfke krizleri bu belirtiler arasında dikkat çekmektedir. Bir de bu süreç içerisinde yer alan kişiler normalden çok daha fazla kilo sorunu yaşamaktadırlar. Bu süreçte hızlı bir şekilde kilo alıp olağan tartı aralığının üstünde çıkmak veya tam tersi olarak hızlı bir şekilde kilo kaybı yaşanması söz konusu olabilir. Gizli şekerle diyabetin benzer özelliklerinden bahsetmiştik. Burada diyabet ve gizli şekerin genetik olarak da benzer yönleri olduğuna değinebiliriz. Eğer anne veya babada diyabetik rahatsızlık veya gizli şeker sorunu var ise bu durumda saydığımız belirtiler sizde bulunmuyorsa bile düzenli aralıklarla gerekli tetkikleri yaptırmanız faydanıza olacaktır. Bu sayede oluşabilecek diyabet sorunlarını erkenden teşhis etmiş ve buna göre gerekli önlemleri erkenden almış olacaksınız.

Gizli şeker tetkikleri için gelen hastalar en belirgin olarak hipoglisemi yani ani şeker düşmesi atakları ile müracaat etmektedirler. Rutin hayat akışınız içerisinde öğün aralıkları yaklaşık olarak 4 5 saat iken gizli şeker sonrasında bu süre 2 saate kadar inmektedir. Eğer hasta bu sinyalleri önemsemez ve eski düzeninde 4- 5 saatlik aralarda yemek yemeye devam ederse; öğün saati geldiğinde şekeri düşmüş, açlık şiddeti zirve yapmış olacaktır. Bu durumda hastanın ya çok daha hızlı yemek yemesine ya da şiddetli şekilde tatlı ve şeker krizine girmesine sebep olacaktır. Toplumda yaygın olan çikolatanın mutluluk verdiğine dair söylentinin kaynağı da bu noktaya dayanmaktadır. Çünkü, çikolata içerdiği şekerden dolayı hipoglisemi tablosunu düzenlemektedir. Gizli şeker teşhisi için yapılan tokluk kan şekeri testinde ortaya çıkan referans aralığı 140’ın üzerinde ise bu durumda mutlaka hekiminize görüşmeli ve hekiminizin yaptığı planlamaya riayet etmelisiniz.