Prof. Dr. ALPER ÇELİK

Tip 2 Şeker Hastalığı ameliyat ile tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Bu belirtiler sizde de varsa, sizde tip 2 şeker hastası olabilirsiniz.

Tip 2 diyabetin erken belirtileri bazen fark edilmeyebilir veya hafif olabilir. Ancak şu belirtiler, tip 2 diyabetin varlığını düşündürmelidir:

Sık İdrara Çıkma: İdrara sık sık gitme ihtiyacı hissi, tip 2 diyabetin erken belirtilerinden biridir. Vücut fazla şekerden kurtulmaya çalıştıkça daha fazla idrar yapabilirsiniz.

Aşırı Susama: Aşırı susama hissi, sık idrara çıkmanın doğal bir sonucudur. Vücut sıvı kaybını telafi etmek için susuzluğu artırır.

Açlık Hissi: Sürekli açlık hissi veya aniden artan iştah, kan şekerinin dengesiz olduğunun bir işareti olabilir.

Yorgunluk ve Halsizlik: Sürekli yorgun hissetmek, enerji eksikliği ve halsizlik tip 2 diyabetin belirtilerindendir.

Bulanık Görme: Yüksek kan şekeri gözlerde bulanık görülmeye yol açabilir.

Ağız Kuruluğu ve Kaşıntı: Ağız kuruluğu ve cilt kaşıntısı, tip 2 diyabetin belirtileri arasında yer alabilir.

Randevu ve Bilgi Almak için Formu Doldurun, Sizi Arayalım!

    Profesör Doktor
    ALPER ÇELİK

    Metabolik Cerrahi Derneği, Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı
    ve Ulusal Obezite Veritabanı Kurucu Başkanı

    Prof. Dr. Alper Çelik 10 yılı aşkın bir süredir Diyabet Cerrahisi ve Metabolik Cerrahi alanlarında hizmet vermektedir. Bu yıllar boyunca 8000’den fazla diyabet hastasını başarıyla tedavi ederek alanındaki başarısını kanıtlamıştır.

    Prof. Dr. Alper Çelik, İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan Uluslararası kliniğinde 35 farklı ülkeye, yüksek kalitede ve 7/24 bire bir sağlık danışmanı desteği ile hizmet vermeye devam etmektedir.

      Prof. Dr.
      ALPER ÇELİK

      Tip 2 Şeker Hastalığı ameliyat ile tedavi edilebilen bir hastalıktır.

      Bu belirtiler sizde de varsa, sizde tip 2 şeker hastası olabilirsiniz.   

      Tip 2 diyabetin erken belirtileri bazen fark edilmeyebilir veya hafif olabilir. Ancak şu belirtiler, tip 2 diyabetin varlığını düşündürmelidir:

      Sık İdrara Çıkma: İdrara sık sık gitme ihtiyacı hissi, tip 2 diyabetin erken belirtilerinden biridir. Vücut fazla şekerden kurtulmaya çalıştıkça daha fazla idrar yapabilirsiniz.

      Aşırı Susama: Aşırı susama hissi, sık idrara çıkmanın doğal bir sonucudur. Vücut sıvı kaybını telafi etmek için susuzluğu artırır.

      Açlık Hissi: Sürekli açlık hissi veya aniden artan iştah, kan şekerinin dengesiz olduğunun bir işareti olabilir.

      Yorgunluk ve Halsizlik: Sürekli yorgun hissetmek, enerji eksikliği ve halsizlik tip 2 diyabetin belirtilerindendir.

      Bulanık Görme: Yüksek kan şekeri gözlerde bulanık görülmeye yol açabilir.

      Ağız Kuruluğu ve Kaşıntı: Ağız kuruluğu ve cilt kaşıntısı, tip 2 diyabetin belirtileri arasında yer alabilir.

        İleal interpozisyon Tip 2 diyabet hastaları için kesin çözüm olarak görülmektedir. Ameliyatın amacı insülin direncine neden olan hormonları devre dışı bırakıp, insülin duyarlılığını artıran hormon seviyelerini yükseltmektir.

        Transit Bipartisyon Tip 2 Diyabet hastalığının iyileştirilmesinde tercih edilen ve geliştirilmiş metabolik cerrahi yöntemdir. Güvenilir bir operasyondur ve asıl hedeflenen direnç hormonlarını azaltıp, duyarlılık hormonlarını artırmaktır.

        Prof. Dr. Alper Çelik

        Metabolik Cerrahi Hakkında Her şey

        Bizler tip 2 diyabet hastalarını ameliyat yöntemleri kullanarak tedavi etmekteyiz. Buna Metabolik Cerrahi denilmekte. Tip 2 diyabetin klasik tedavi algoritması eğitim, diyet, egzersiz ve ilaç kullanımıdır.

        Ancak, tüm bu tedavilere rağmen hastalık bazen ilerleyici bir seyir gösterir. Hatta yoğun insülin kullanımına rağmen istenilen sonuçlar alınamaz. İşte bu durumda Metabolik Cerrahi etkili bir tedavi alternatifi olarak gündeme gelmelidir.

        Bizi Arayın!

        Tüm ilaçlara ve tedavilere rağmen şeker hastalığınız iyileşmiyor ise hemen bizimle iletişime geçin. Sizi metabolik cerrahi mucizesi ile tanıştıralım. Hayat boyu Tip 2 diyabete veda edin!

        Prof. Dr. Alper Çelik
        Merak Edilenleri Cevaplıyor

        Tarafımıza en çok sorulan soruları Prof. Dr. Alper Çelik sizler için yanıtlıyor.

        Diyabet Hangi Sorunlara Yol Açabilir?

        Diyabet hastalığı sinsi bir hastalıktır ve genelde vücuda yerleştikten sonra fark edilir.

        transparent
        Videoyu oynat

        Ameliyat ile Diyabet Tedavisi Mümkün mü?

        Metabolik cerrahi ile yapılan ameliyat kısa süre içerisinde etkisini göstermektedir.

        transparent
        Videoyu oynat

        Şeker Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir?

        Şeker hastalığı, gizli seyredebilen bir rahatsızlıktır. bulgular belirgin olmayabilir.

        transparent
        Videoyu oynat

        Diyabet Hangi Sorunlara Yol Açabilir?

        Diyabet hastalığı sinsi bir hastalıktır ve genelde vücuda yerleştikten sonra fark edilir.

        transparent
        Videoyu oynat

        Ameliyat ile Diyabet Tedavisi Mümkün mü?

        Metabolik cerrahi ile yapılan ameliyat kısa süre içerisinde etkisini göstermektedir.

        transparent
        Videoyu oynat

        Şeker Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir?

        Şeker hastalığı, gizli seyredebilen bir rahatsızlıktır. bulgular belirgin olmayabilir.

        transparent
        Videoyu oynat

        Sık Sorulan Sorular

        Bizler Tip 2 diyabet hastalarını ameliyat yöntemleri kullanarak tedavi etmekteyiz. Buna Metabolik Cerrahi denilmekte. Tip 2 diyabetin klasik tedavi algoritması eğitim, diyet, egzersiz ve ilaç kullanımıdır. Ancak, tüm bu tedavilere rağmen hastalık bazen ilerleyici bir seyir gösterir. Hatta yoğun insülin kullanımına rağmen istenilen sonuçlar alınamaz. İşte bu durumda Metabolik Cerrahi etkili bir tedavi alternatifi olarak gündeme gelmelidir.

        Elbette. Tip 1 ve tip 2 diyabet tamamen ayrı hastalıklardır. Tip 1 diyabette insülin üretimi yoktur. Tip 2 diyabette ise vücut insülin üretir, ama bunu kullanamaz. Biz sadece Tip 2 diyabet hastalarına yardımcı olabiliyoruz. Yani, ameliyat ile vücudun kullanamadığı insülini kullanmasını sağlıyoruz.

        Tip 2 diyabet çok etkenli, heterojen ve dinamik bir hastalıklar spektrumudur. Sadece hormonal değil, nöral, psikojenik ve çevresel faktörlerin de etkili olduğu bir süreçtir. Klasik tedavinin temel taşları diyet ve egzersizdir. Ancak, hiç kimse ömür boyu diyet ve egzersiz yapamaz. Hatta sadece 3 yıl boyunca istenilen düzeyde diyet ve egzersiz yapabilen hastaların oranı da hiçbir araştırmada %5’in üzerinde değildir. İlaç tedavileri de hastalığın genel gidişatını değiştirmeye yönelik olmayıp, “günü kurtarma” tedavileridir. Uygun hastalarda tip 2 diyabet ve ona bağlı organ ve işgücü kaybı ile etkili bir mücadele etmek istiyorsak daha radikal, ama bir o kadar da rasyonel tedaviler uygulamamız lazım.

        Tip 2 diyabette orta ve büyük ölçekli damar hasarı hastalık tanısı konmadan önce başlar. Zaten, hastaların önemli bir kısmının tanı anında 2-3 yıllık bir hastalık geçmişi olduğu kabul edilir. Düşünün, tanı aldığınız anda hâlihazırda damarlarınızda bir etkilenim var. Ne var ki, tip 2 diyabetin genellikle ılımlı bir seyri vardır. Yani, komplikasyonların önemli bir kısmı yıllar içinde yavaş yavaş kendini belli eder. Bu sebeple “sinsi” hastalık olarak da tanımlanır. Bir tip 2 diyabet hastasının takibinde genellikle 10-12 yıllık bir süre zarfında kendi insülin rezervlerini tükettiği kabul edilir ve genellikle bu dönemden sonra organ hasarlarına ait emareler kendini belli etmeye başlar. Hastaların da genelde bize tedavi için başvurduğu dönem budur. Çoğu hasta işler iyiymiş gibi görünmekte iken ameliyat olmayı istemez. Özet olarak bizim bir diyabet hastasına ameliyat ile yardımcı olabilmemiz için ya standart tedavilerle şekerini kontrol altına alamıyor olması ya da organ hasarı bulguları olması lazım. Tabii ki, organ kaybı olmadan ve insülin rezervleri tam tükenmeden başvurmanın da pek çok olumlu sonucu vardır.

        Bir tip 2 diyabet hastasının bu ameliyattan ne ölçüde fayda göreceğini belirleyen kendi rezerv ve aktiviteleridir. Ne kadar çok insülin hormonu rezervi var ve aktivitesi de ne kadar yüksekse o kadar yüksek bir başarı şansı söz konusudur. Ancak, unutulmaması gereken en önemli nokta diyabetin hormonal, sinirsel ve psikojenik temellerinin olduğudur. Bu ameliyatlar sadece diyabetin hormonal yönünü tedavi ederler. Çok kaba bir ifade ile hormonal kontrol sağladığınız bir hasta herhangi bir nedenle üzüldüğünde, sevindiğinde, sinirlendiğinde kan şekerinde bir dalgalanma olacaktır.

        Aslında, bu tip dalgalanmalar şeker hastası olmayan bireylerde de görülür. Ne var ki, şeker hastası olmayanlarda dalgalanmanın süresi ve şiddeti daha küçük çaplıdır. Ameliyattan sonra da bu dalgalanma daha hafif seyreder ve daha kısa sürede normale dönüş olacaktır. Tip 2 diyabet zaman içinde varyasyonel seyir gösteren dinamik bir hastalıktır. Önemli olan 3 aylık ortalama kan şekeri değerleri ve organ hasarının varlığıdır. Bu açıdan baktığınızda 10 yıllık süre zarfında hastaların %90’ından fazlasında kontrol sağlanacaktır.

        Sık Sorulan Sorular

        Bizler Tip 2 diyabet hastalarını ameliyat yöntemleri kullanarak tedavi etmekteyiz. Buna Metabolik Cerrahi denilmekte. Tip 2 diyabetin klasik tedavi algoritması eğitim, diyet, egzersiz ve ilaç kullanımıdır. Ancak, tüm bu tedavilere rağmen hastalık bazen ilerleyici bir seyir gösterir. Hatta yoğun insülin kullanımına rağmen istenilen sonuçlar alınamaz. İşte bu durumda Metabolik Cerrahi etkili bir tedavi alternatifi olarak gündeme gelmelidir.

        Elbette. Tip 1 ve tip 2 diyabet tamamen ayrı hastalıklardır. Tip 1 diyabette insülin üretimi yoktur. Tip 2 diyabette ise vücut insülin üretir, ama bunu kullanamaz. Biz sadece Tip 2 diyabet hastalarına yardımcı olabiliyoruz. Yani, ameliyat ile vücudun kullanamadığı insülini kullanmasını sağlıyoruz.

        Tip 2 diyabet çok etkenli, heterojen ve dinamik bir hastalıklar spektrumudur. Sadece hormonal değil, nöral, psikojenik ve çevresel faktörlerin de etkili olduğu bir süreçtir. Klasik tedavinin temel taşları diyet ve egzersizdir. Ancak, hiç kimse ömür boyu diyet ve egzersiz yapamaz. Hatta sadece 3 yıl boyunca istenilen düzeyde diyet ve egzersiz yapabilen hastaların oranı da hiçbir araştırmada %5’in üzerinde değildir. İlaç tedavileri de hastalığın genel gidişatını değiştirmeye yönelik olmayıp, “günü kurtarma” tedavileridir. Uygun hastalarda tip 2 diyabet ve ona bağlı organ ve işgücü kaybı ile etkili bir mücadele etmek istiyorsak daha radikal, ama bir o kadar da rasyonel tedaviler uygulamamız lazım.

        Tip 2 diyabette orta ve büyük ölçekli damar hasarı hastalık tanısı konmadan önce başlar. Zaten, hastaların önemli bir kısmının tanı anında 2-3 yıllık bir hastalık geçmişi olduğu kabul edilir. Düşünün, tanı aldığınız anda hâlihazırda damarlarınızda bir etkilenim var. Ne var ki, tip 2 diyabetin genellikle ılımlı bir seyri vardır. Yani, komplikasyonların önemli bir kısmı yıllar içinde yavaş yavaş kendini belli eder. Bu sebeple “sinsi” hastalık olarak da tanımlanır. Bir tip 2 diyabet hastasının takibinde genellikle 10-12 yıllık bir süre zarfında kendi insülin rezervlerini tükettiği kabul edilir ve genellikle bu dönemden sonra organ hasarlarına ait emareler kendini belli etmeye başlar. Hastaların da genelde bize tedavi için başvurduğu dönem budur. Çoğu hasta işler iyiymiş gibi görünmekte iken ameliyat olmayı istemez. Özet olarak bizim bir diyabet hastasına ameliyat ile yardımcı olabilmemiz için ya standart tedavilerle şekerini kontrol altına alamıyor olması ya da organ hasarı bulguları olması lazım. Tabii ki, organ kaybı olmadan ve insülin rezervleri tam tükenmeden başvurmanın da pek çok olumlu sonucu vardır.

        Bir tip 2 diyabet hastasının bu ameliyattan ne ölçüde fayda göreceğini belirleyen kendi rezerv ve aktiviteleridir. Ne kadar çok insülin hormonu rezervi var ve aktivitesi de ne kadar yüksekse o kadar yüksek bir başarı şansı söz konusudur. Ancak, unutulmaması gereken en önemli nokta diyabetin hormonal, sinirsel ve psikojenik temellerinin olduğudur. Bu ameliyatlar sadece diyabetin hormonal yönünü tedavi ederler. Çok kaba bir ifade ile hormonal kontrol sağladığınız bir hasta herhangi bir nedenle üzüldüğünde, sevindiğinde, sinirlendiğinde kan şekerinde bir dalgalanma olacaktır.

        Aslında, bu tip dalgalanmalar şeker hastası olmayan bireylerde de görülür. Ne var ki, şeker hastası olmayanlarda dalgalanmanın süresi ve şiddeti daha küçük çaplıdır. Ameliyattan sonra da bu dalgalanma daha hafif seyreder ve daha kısa sürede normale dönüş olacaktır. Tip 2 diyabet zaman içinde varyasyonel seyir gösteren dinamik bir hastalıktır. Önemli olan 3 aylık ortalama kan şekeri değerleri ve organ hasarının varlığıdır. Bu açıdan baktığınızda 10 yıllık süre zarfında hastaların %90’ından fazlasında kontrol sağlanacaktır.

        Hasta Öyküleri

        Metabolik Cerrahi Yöntemiyle Şeker Hastalığı Ameliyatı Olan ve Tip 2 Diyabetten Kurtulan Hastalarımızın Yorumları.

        Selenay Hanım şeker hastalığı ile çok genç yaşta tanıştı. Çocukluğundan beri kilolu olduğunu belirten Selenay Hanım, insülin direnci nedeniyle ne yapsa kilo veremiyordu. Yaklaşık 1 yıl önce başarılı bir ameliyat geçiren Selenay Hanım ilaçsız, sağlıklı bir yaşama adım attı. Şeker hastası olan babası da ameliyat olarak sağlığına kavuştu.
        Selenay Tuna
        İstanbul
        Fevzi Bey, Erdemli Ailesi içinde ameliyat ettiğimiz 3 kişiden birisi. Aile, babalarının uzun yıllar devam eden tip 2 diyabet rahatsızlığını bitirmek için araştırma yaparken, 2013 yılında bizlere ulaştı. Babasının ameliyatından yaklaşık 4 yıl sonra tip 2 diyabetle tanıştı. 1 yıl önce ameliyat olan Fevzi Bey, tip 2 diyabeti tamamen hayatından çıkardı.
        Fevzi Erdemli​
        İzmir
        Eşinin vefatından hemen sonra tip 2 diyabet teşhisi konulan Kiraz Hanım, uzun yıllar boyunca şeker hastalığı ile savaşmak zorunda kalmış. Bu zorlu süreç boyunca sık sık hastanede yatmak durumunda kalan Kiraz Hanım, tam 10 yıl önce metabolik cerrahi yöntemiyle kliniğimizde ameliyat oldu. Ve o günden bugüne kadar ilaç kullanmıyor.
        Kiraz Şeker
        Bursa

        2008

        Yılından Beri

        12+

        Yıllık Tecrübe

        8000+

        İyileşen Hasta

        35+

        Ülkeden Hasta

        2008

        Yılından Beri

        12+

        Yıllık Tecrübe

        35+

        Ülkeden Hasta

        8000+

        İyileşen Hasta

        Blog Yazılarımız

        Şeker hastalığı, metabolik cerrahi ve diyabet hakkında bilgiler.

        seker hastaligi ameliyati

        Şeker hastalığı hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme ya da genetik sebeplerle oluşan bir hastalıktır. Tip1 diyabette insülin hormonu üretimi yok iken Tip2 diyabet hastalarında üretim vardır ancak hasta bunu kullanamaz haldedir.

        Tip 2 Diyabet Nedir?

        Diyabet hastaları kendi içerisinde de kategorize olmuştur. Bu kategoriler içerisinden en sık rastlanılan diyabet türü Tip 2 diyabetli hastalardır. Bu hastalar genellikle 40 Yaş ve üzerindeki kişilerden oluşmaktadır.

        medical

        Şeker hastalığı, temelde kan şekeri ile bu şekerin hücrelerde kullanılmasını sağlayan insülin hormonu arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Hastalık sonucu şeker hücrelerde olması gerektiği gibi kullanılamaz.

        Şeker hastalığı hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme ya da genetik sebeplerle oluşan bir hastalıktır. Tip1 diyabette insülin hormonu üretimi yok iken Tip2 diyabet hastalarında üretim vardır ancak hasta bunu kullanamaz haldedir.

        Diyabet hastaları kendi içerisinde de kategorize olmuştur. Bu kategoriler içerisinden en sık rastlanılan diyabet türü Tip 2 diyabetli hastalardır. Bu hastalar genellikle 40 Yaş ve üzerindeki kişilerden oluşmaktadır.

        Şeker hastalığı, temelde kan şekeri ile bu şekerin hücrelerde kullanılmasını sağlayan insülin hormonu arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Hastalık sonucu şeker hücrelerde olması gerektiği gibi kullanılamaz.