Diyabet hastaları için şekerin kontrol altında tutulması hayati önem taşımaktadır. Kan şekerini kontrol altında tutmak için düzenli bir hayat şarttır. Ayrıca, ağız yoluyla veya insülin tedavisi şeklinde alınan ilaçlar sayesinde değerlerin kontrol altında olması kolaylaşmaktadır. Alınan bu ilaçlar tedavinin yarısını oluştururken, diğer yarısını da az önce belirttiğimiz gibi planlı bir hayat, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz oluşturmaktadır.

Toplumda şeker hastalığı denildiğinde ilk etapta bir korku oluşmaktadır. Ancak, belli kurallara uyulduğu takdirde diyabet hastaları hayatlarının sonuna kadar yüksek sağlık standartları ile yaşamlarını devam ettirmektedirler. Çünkü, diyabet sorunu yaşayan hastaların şeker kontrolünü stabilize tutmaları için gerekli olan kurallar birçok insanın sağlıklı yaşaması için gerekli olan kurallardır aslında. Ancak bu kurallar diyabet hastaları için biraz daha zorunlu ve kesin hale gelmektedir. Şeker hastalarının kan şekeri değerlerinin normal standartlarda devam edebilmesi için sağlıklı beslenme olmazsa olmazımızdır. Sağlıklı beslenen hastalar, kandaki şeker seviyesinin yükselmesi ile ortaya çıkacak olan birçok kronik hastalık ve komplikasyonlardan korunmuş olacaklardır. Diyabet hastalarının kan şekerini kontrol altında tutmaları için bazı altın kurallar mevcuttur. Örneğin, bu hastalar hangi besinden, hangi miktarda tüketmeleri gerektiğini bilmeli ve bunu bir yaşam standardı haline getirmelidir. Bu şekilde olduğunda hastalar diyet psikolojisinden uzaklaşacak ve kaliteli yaşam seviyesine ulaşacaktır. Eğer ki, obezlik derecesinde kilo sorunu yaşayan hastalar var ise, öncelikli hedef vücuttaki yağ oranını azaltmak olmalıdır. Bu aşamada bir diyetisyenden yardım almak faydalı olacaktır. Ayrıca, diyet programında kan şekerini yükseltmeyen gıdalardan yararlanılmalıdır. Bu hastalar için etkili bir seçenek olarak cerrahi de seçenekler arasında olmalıdır.

Kan Şekeri Neden Yükselir?

Kan şekerini kontrol altında tutmak için öncelikli olarak kan şekerinin neden yükseldiğini bilmek önemlidir. Kandaki şeker seviyesini yükselten esas sorun vücutta olması gereken insülin hormonunun yetersiz kalması veya bulunmamasıdır ya da bazı durumlarda var olan insülinin gerekli etkiyi göstermemesidir. Vücutta kan şekerini dengeleyen hormon insülin hormonudur. Ancak, bilindiği üzere diyabet hastalarında insülin hormonunun salgılanması ile ilgili bir sorun yaşanmaktadır. Bu nedenle de kan şekeri yükselmektedir. Bu aşamada düzenli ve dengeli beslenme ile bu sorun kontrol altına alınabilmektedir. Söz konusu diyabet rahatsızlığı olduğunda önemli olan ne yemeniz gerektiği değil yediğiniz şeylere hangi ölçülerde tüketeceğinizdir. Bu konuda sağlık kurumlarında oldukça geniş kapsamda bilgilendirme eğitimleri verilmektedir. Diyabet hastalarının bu eğitimlere katılması oldukça önemlidir. Örneğin diyabet hastalarının karbonhidrat alımı çok önemli bir konudur. Karbonhidratın tamamen kesilmesi söz konusu bile olamaz. Ancak, ekmek, makarna, pirinç, hamur işi, meyve, şeker ve bal gibi karbonhidrat içeren besinlerin belirlenen düzeyin üstünde alınması durumunda kan şekeri normal standartların dışına çıkmış olur. Bu eğitimler sayesinde alınması gereken karbonhidrat miktarı ve bu miktarın hangi tür karbonhidrattan alınacağı öğrenilmiş olur ve dolayısıyla yaşam standardı daha üst seviyelere taşınır. Beslenme düzeninde karbonhidratların yanı sıra yağ ve proteinlerde yer almaktadır. Tabii yine oranlar önemlidir. Eğer ilk aşamada bu düzenlemeleri ayarlayabilmek ve hayata geçirmek konusunda zorlandığınızı düşünüyorsanız, bir diyetisyenden yardım almak faydanıza olacaktır. Diyetisyen, bu aşamada Tip 1 veya Tip 2 diyabetli olmanız fark etmeksizin ilk aşama olarak medikal tedaviniz hakkında kapsamlı bir bilgi alacaktır ve beslenme programınızı bu bilgiler ışığında hazırlayacaktır. Diyetisyen eşliğinde ilerleyen beslenme düzeni kan şekerinizi normal standartlarda tutmakla birlikte kilo vermenize de yardımcı olacaktır.

Kan Şekerini Yükselten Besinler

Bazı besinler kan şekerini oldukça hızlı bir şekilde düşürüp, yükseltebilir. Kan şekerinde dengesizlik yaratan bu besinlerden bazıları konusunda sizlere fikir verebiliriz. Örneğin; tam tahıl ekmeği, beyaz ekmeğe oranla şeker değerlerinizi çok daha geç ve yavaş bir şekilde yükseltmektedir. Bisküviler konusunda da aynı mantıkla düşünebilirsiniz. Kepekli ve tam tahıllı bisküvilerin glisemik indeksi beyaz unla yapılmış bisküvilere oranla çok daha düşüktür. Dolayısıyla daha sağlıklıdır. Meyveler arasından seçim yapmak gerekirse greyfurt ve elma şeker hastalığında diğer meyvelere göre daha çok önerilmektedir. Genel anlamda karbonhidrat tercih ederken her daim tam tahıllı olanları seçmek kan şekeri değerleriniz açısından daha faydalıdır. Aynı mantıkla pirinç yerine bulgur kullanmakta değerlerinizi dengede tutmak için önemlidir. Ancak her daim bu kuralı uygulamak belli bir noktadan sonra sizi sıkabilir. Unutulmamalıdır ki, bunlar sağlıklı olan seçeneklerdir. Porsiyonlarınızı dengeledikten sonra doktor kontrolünde diğer seçenekleri de tercih edebilirsiniz. Burada önemli olan, miktardır unutmayalım.

Şeker Hastalığında Şeker Kontrolü ve Şeker Takibi Nasıl Olmalıdır?

Hastalık aşamasında erken teşhis her zaman hayat kurtarır biliyorsunuz. Şeker hastalığında da şeker kontrolü aynı şekilde hayati öneme sahiptir. Bu nedenle de şeker ölçümünü düzenli olarak yaptırmalısınız. Düzenli ölçümden kasıt, günlük hatta bazı durumlarda günde birkaç kere şeklinde yapılan ölçümlerdir. Bu ölçümlerin sıklığını sizin hastalık düzeyiniz belirleyecektir. Bu sıklıkta ölçüm yapmak için hastane, klinik vesaire gibi ortamlara sürekli gitmek sizin için oldukça zor olacaktır. Bu nedenle  bu ölçümler için maddi manevi en ekonomik yol, evde kendi kendinize yapmanızdır. Bu aşamada size yardımcı olacak birçok insülin cihazı vardır. İnsülin ölçümleri genellikle sabah aç karına, öğle, akşam ve gece öğünlerinden önce yapılmalıdır. Bu ölçümler sadece vücudunuzda herhangi bir farklılık hissettiğinizde değil, her şeyin yolunda olduğu dönemlerde de tekrarlanmalıdır. Kan şekeri kontrol altına alınamayan ve herhangi bir insülin kullanmayan Tip 2 şeker hastaları ise sabah kahvaltıdan önce aç karına ve öğünden sonra 2 saatlik süre zarfında ölçümleri tekrarlamalıdır. Bu bilgiler en genel kapsamda olanlardır. Unutulmamalıdır ki, her hasta özeldir ve takipleri doktorların belirlediği şekilde, kişisel olarak ilerlemektedir. Siz, kendiniz için en uygun ölçüm haritasını doktorunuzun önerisiyle hazırlamalısınız.