Tokluk kan şekeri en anlaşılır tabiri ile kişinin yemek yedikten iki saat sonra ölçülen kan şekeri seviyesidir.

Tokluk kan şekeri seviyesini ölçülmesi için kişiye parmaktan damla kan alımı ile ölçüm yapan şeker aletleriyle ölçüm yapılır ve kan şekerinin ne seviyede olduğuna bakılır. Özellikle bu uygulama şeker hastalığı riskinin olup olmadığının belirlenmesi açısından son derece önemlidir. Genellikle aç karnına ölçülen kan şekeri esas alınsa da tokluk kan şekeri seviyesi de bazı değerlerin belirlenmesi açısından gerekli bir ölçüttür. Bu şeker seviyesinin normal seviyede kabul edilebilmesi için yapılan ölçüm değerinin 80 mg/dl ile 140 mg/dl arasında olması gerekir. Eğer ölçüm şeker yükleme şeklinde yapılıyorsa elde edilen değer mutlaka 140 mg/dl altında olmalıdır.

Tokluk Kan Şekeri Yüksekliği Ne Anlama Gelir?

Tokluk kan şekeri yüksekliği tanısı koyulabilmesi için ölçüm sonucu elde edilen değer 200 mg/dl üzerinde olmalıdır. Bu durum şeker hastalığının varlığına işaret etmekte olup eğer çıkan değer 14 ile 199 mg/dl arasında ise bu durum gizli şeker olduğunu gösterir. Ölçüm sonucunda ortaya çıkan değerler özellikle son on yılda tokluk kan şekerinin şeker hastalığı teşhisindeki önemini ortaya koymaktadır. Eğer elde edilen değer çok yüksekse bu durumda kişilerde şeker hastalığı ile birlikte damar sertliği de görülecektir. Sonucun doğru olabilmesi adına hastaların ölçüm öncesinde alkol ve sigara kullanmamış olmaları gerekir. Ulaşılan sonuç yüksekse bu durumun altında yatan farklı sebepler olabilir.

Tokluk Kan Şekeri Yüksekliği Belirtileri

Tokluk kan şekeri yüksekliği belirtileri sayesinde şeker seviyesi daha fazla ilerlemeden normal seviyeye indirilebilir. Bu belirtiler arasında sık sık idrara çıkma, ağızda kuruluk, bulanık görme ve seyrek de olsa görme kaybı, kısa süreli açlık halinde sinirlenme, normalden daha fazla su içme isteği, halsizlik, geçmeyen yorgunluk ve bitkinlik, sürekli açlık hissi gibi durumlar yer alır.

Tokluk kan şekeri seviyesinin yükselmesi iyi kolesterolün düşmesi, kalp damar hastalıklarına daha kolay yakalanma, beyin kanaması riskinin artması, yüksek tansiyon hastası olması riski gibi hastalıkların oluşumunu tetiklemektedir.

Yaşanan belirtileri ve şikayetleri en aza indirmek adına hastalar az ve sık yemek yemeye özen göstermeli, doktor tarafından verilen ilaçları düzenli kullanmalı, fazla kilo varsa zayıflanmalı, içerisinde nişasta, un ve şeker içeren besinlerden uzak durmalı, gün içerisinde bol su içmeli ve tam tahıllı gıdalarla beslenmelidir.

Tokluk Kan Şekeri Düşüklüğü Ne Anlama Gelir?

Tokluk kan şekeri düşüklüğü ölçüm sonucunun 50 mg/dl altında çıkmasıdır. Hipoglisemi olarak isimlendirilen bu durum bazı belirtilerle ortaya çıkar. Ölçüm genellikle parmaktan damla kan alınmasıyla yapılır. Bu düşüklüğü en yaygın sebebi sağlıksız ve düzensiz beslenme olarak ifade edilir. Aynı zamanda karbonhidrat yönünden zengin beslenmek de kan şekeri seviyesinin düşmesine sebep olacaktır. Bu durumu yaşayan kişilerin mutlaka doktora görünmeleri gerekir. Eğer uygulanacak tedavi programı için geç kalınırsa hayati problemler meydana gelebilir. Düşüklüğün normal seviyeye çıkarılabilmesi için sağlıklı beslenmeye önem verilmelidir.

Kan şekeri seviyesinin düşmesiyle birlikte hastalarda böbrek ve kalp yetmezliği ortaya çıkabilir. Bu durum yaşandığında hastayı doğrudan şeker hastası diye tabir etmek yanlış olacaktır. Düşüklüğün görülme yaşı ve sebebi kişiden kişiye farklılık göstermektedir.

Tokluk Kan Şekeri Düşüklüğü Belirtileri

Tokluk kan şekeri düşüklüğü belirtileri gerginlik, aşırı şekilde sinirli olma, asabiyet, titreme, terleme ve aniden üşüme, kaygılı bir ruh hali, duygu durum bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu, dalgınlık, nazın yükselmesi, sıklıkla mide bulunması, bilincin işlevlerinde yavaşlık, sık sık baş dönmesi, görmede bulanıklık ve görme problemleri, şiddetli şekilde baş ağrısı, dudak ile dil bölgesinde uyuşma ve karıncalanma, ağlama krizleri ve uykuda kabus görme olarak ifade edilir.

Belirtilere ve kan şekeri ölçümüne göre kendisine şeker hastası tanısı koymuş olan kişilerin haftada bir kere şekerini ölçmesi ve bunu kayıt altına alması istenir. Böylece düzenli şeker takibi yapılarak seviye kontrol altında tutulmaya çalışılır. Bununla birlikte hastanın ideal kiloda kalması önemlidir. Öğün atlanmamalı ve doktor tarafından verilen beslenme listesine birebir uyulmalıdır. Tüketilen besinlerin şeker seviyesi ölçüm sonuçlarına göre değerlendirilmesi ve herhangi bir zararı olmayacaksa yenilmelidir. Bu hastalıkla ilgili halk arasında pek çok yanlış bilgi dolaştığından bunların hepsine itibar edilmemelidir.